Cumhuriyet bayramımız kutlu oldu. Dün akşam boğazda düzenlenen muhteşem gösteriyle taçlandırıldı bu güzel gün. Orada olmayı çok arzu ederdim, harika bir görsel showdu. Bu arada dün bir markette alışveriş yapıp kasaya geldiğimde buyrun diyerek elime bayrak tutuşturdular, pek hoşuma gitti, eve gelir gelmez Cem'e verdim sallattık bayrağı bir sağa bir sola.Haftasonu Nilüfer aradı, Hande sayfana girmek istediğimizde mahkeme kararıyla kapatılmıştır yazıyor haberin olsun dedi. Ayy ne oluyor ayol, ne yapmış olabilirim ki, hepi topu bizden bahsetmek dışında ürünlerden bahsedip resimlerini koyuyorum ki bunu yaparken de ailemizin avukatı kardeşime danışıyorum sorun olmasın diye. Allah allahhh !!? Neyse sonra anladım ki sorun ben değilmişim :) Neyse ki açıldık yeniden. Açılmasaydık bir müddet daha, yeni adrese taşınacaktık, Cem bu hatıralardan yoksun kalmamalı.
Cem artık iyice ustalaştı yürümek konusunda. Evin içinde pıtır pıtır gezen küçük bir adam, odasında oyun oynarken bir bakıyorum yürüye yürüye gelmiş yanıma, hatta öyle ustalaştı ki yürürken bir yandan da bardağı elinde su içiyor :) Raşide teyzesi hergün parka çıkardığında bayağı bir yürütüyor hatta basket sahası boş ise sokuyor sahaya özgürce dolaşıyor küçük adam.


İlk 3 ay yani ben evdeyken televizyon hep açıktı, sonra bir kapattık televizyonu bir daha da onun yanında açmadık, ama artık izlesin istiyoruz, her ne kadar doktorlar 2 yaşına dek yasaklasa da ben dil ve motor gelişimi açısında etkili olduğunu düşündüğümden artık izlemesini istiyorum, ama pek oralı olmuyor. Brainy Baby, Baby Einstein CD'lerini koyuyorum, yok 1 dk. bakıyor sonra başka şeylere dalıyordu. Raşide teyzesi sabahları uyanır uyanmaz sabah 7:00'de BBC Prime'ı açıyor, arka arkaya yayınlanan Tıkkabilla, Razzle Dazzle, Tweenies'ı izletiyor 9:00'a kadar, hem kulağı ingilizce'ye da alışsın diye.
Doğumgününde o kadar çok oyuncak geldi ki, ben hepsini sakladım :) Birini çıkartıyorum oynuyor, sıkıldığını anlayıca hemen onu saklayıp bir başkasını çıkartıyorum, daha önce oynadığını bir süre görmeyipte tekrar çıkarttığımda yeni oyuncakmış gibi keyifle oynuyor, fakat bu aralar oyuncaklarının yanı sıra Selma teyzesinin verdiği ikea tabure ve masasına takılmış durumda. Masa yuvarlak üst tablası çıkıyor kova gibi içine oyuncakları doldurabiliyorsun, ama tabureleri koyuyoruz biz, bu küçük adam masayı yan yatırıyor kapağını açıp içindeki tabureleri çıkartıyor sonra içine giriyor, bende öyle olmaz böyle olur diyerek devirdiği masayı kaldırıp içine soktum ayy bayıldı öne arkaya sallanıp durdu.
Bu arada SenBenCem'in nereden geldiğinden daha önce bahsetmiştim. Geçenlerde internette gezerken ayy bir de ne göreyim. SenBenCem'in BenCem'i de varmış meğer :) İşte karşınızda BenCem ...





Kendimize ayırdığımız 3. günde yazlık kaldır, kışlık çıkar işine giriştim, önce kendiminkileri sonra Cem'inkileri yaptım. Bu arada Cem'in bazı kıyafetlerini denedik küçülmüş mü diye. Küçük bir defile yaptı Cem bize. Kışın astronot'un içinde kaybolan Pıtır'a şimdi bir büyük astronotu bile küçük geliyor, ne çabuk büyüyorlar. Öyle şirin oldu ki içinde, hemen resmini çektim tabii ki.
Evdeyken yapmayı en çok sevdiği şeyler oyuncaklarını itip kakmak, kısmen oynamak, camdan kuşlara bakmak ve dolaplara tırmanmak.

Ne var ki dolaplara tırmanması bizi çok korkutuyor bastığı yerler daracık, dengesini kaybeder de geri düşer diye çok korkuyoruz, bu nedenle ne zaman oyun odasındaki televizyona elini atıp bir dizini dolabın kenarına çıkarttığı an kızıyoruz "Hayır Cem" diyoruz defalarca, çünkü inatçı hayır dedikçe çıkmaya çalıyor en sonunda sesimiz yükseliyor hafiften, bu kez başlıyor ağlamaya. Ağlamasına da bayılıyorum desem :) O suratının şekilden şekile girmesi, çenesini büzmesi....Bu tırmanma huydan nasıl vazgeçireceğimizi bilmiyoruz doğrusu. Tırmanışçı Cem. 