14 Ekim 2009 Çarşamba

Küçük Adam 2 oldu, evimiz neşe doldu :)

10 Ekim günü önemli bir gün hayatımda bundan 2 yıl önce küçük bir adam girdi hayatıma, o buruşuk ve mor haliyle bile bayılmıştım ona, 2 yıl geçti aradan serpildi, büyüdü, gürbüzleşti, pek bi yakışıklı oldu, pek de afacan ama bebek kokusu hala üzerinde. Gün geçtikçe daha bir bayılıyorum ben bu adama. Hele ki 4,5 aydır yapışık ikiz gibi yaşadığımızdan, onunla çok daha fazla paylaşım içinde olduğumuzdan daha çok anlar olduk birbirimizi, “ çok seviyoyum” diyerek öpmesi yok mu beni, işte o zaman mest oluyorum. Yine geldi 10 Ekim, doğumgünü kutlamasını ne yapsak, nasıl yapsak derken sonunda karar verdik, 2 parti yaptık ilki sabah arkadaşlarıyla, diğeri akşam üzeri büyükleriyle olsun dedik.





İlk partimiz çok keyifliydi, evin içinde bir sürü bıdık olunca pek güzel oldu. Hazırlık faslı beni yormadı, canlarım arkadaşlarım herşeyi ayarladı, süslemede Ebru’nun kelebekleri donattı her yeri, ben çocukların taçlarını ve kapıdaki yazıyı yaptım o kadar, İlkay’ın bonibonlu kurabiyesi ve Serap’ın profiterol’ü güzelleştirdi soframı. İnsanın böyle dostları olunca sırtı yere gelmez. Hepinize teşekkür ediyorum, iyi ki varsınız.







Pastamız Cem’in öğlen ve akşam yatmadan izlediği Gece Bahçesi kahramanlarıyla süslendi. Tabii ki pastamızı bu işin erbabı yaptı, Pastacım Rapunselim den başka kim olabilir ki. Mükemmeldi, diyecek başka söz bulamadım. Bakın görün neler yaratıyor http://www.pastacirapunsel.com/



Çocuk partisi kısaca renkli, karmaşa dolu ve eğlenceliydi. Cem günlerdir evdeki mumları yaktırıp “İyi ki doğdun Cem” derken artık gerçeğini yaşamanın mutluluğu içerisindeydi. Burada benim yazacak çok şeyim yok, İlkay öyle güzel yazmış, öyle güzel resimlemiş ki, bence onun sayfasından bakın olup bitenlere ve resimlere. Buyrun linki : meripoint.blogspot.com





Büyükler partisinde ise tüm sevdikleri yanındaydı Cem’in, pek kocaman bir tavşan vardı karşısında, kocaman bir tavşan pasta yapmıştı babaannesi ve Nilüfer teyzesi Cem’e. Bir kez daha pastanın üzerindeki mumlar üflendi, “İyi ki doğdun Cem” nameleri yükseldi, yemekler yenip, içkiler içildi, Fatih’in naynayında dans edildi, dans edilirken Cem tarafında izleyicilerden alkış istendi, “Dede aykışla, annane aykışla”, herkes Cem’i alkışladı, mutluluklar diledi.







Bu da günün sonunda yorulan ve uykusu gelen Cem'in 10.10.2009'dan son hali :)



Şimdiiii, bu sayfalar Cem büyüyünce okusun diye ya, bende ona bir kaç satır yazmak istiyorum, aslında doğumgünlerinde biz ona kart yazıyoruz, saklıyoruz, ama bir de buradan okusun istiyorum.



Küçük adamım, 731 gündür hayatımızdasın ve ne çok güzellik yaşattın bize bu zaman zarfında bir bilsen, sana bakıp bakıp hala inanamıyorum o küçücük buruşuk bebeğin kocaman, tatlı, güleryüzlü, sevecen, vicdanlı, sevgi dolu ve yakışıklı bir çocuk olduğuna. Hep sağlıklı ol, kalbin mutlulukla, neşeyle, sevgiyle dolsun. Doğumgünün kutlu olsun canımıniçi.



Bu arada ne zamadır tanışmak istediğim, Cem’in pastası vesilesi ile telefonda görüştüğüm, Pastacı Rapunsel’imle de tanıştım, ayyy pastası tatlı kendisi daha tatlı, bir de kardeşi var ki o da süper bir fotoğrafçı, öyle canayakınlar ki karşılaştığımız an yine yıllardır tanıyormuş hissi doldu içime. Yine aynı şeyi yazacağım iyi ki blog yazmaya başladım, sayesinde ne güzel dostlarım oldu. Bu satırları yazarken hissettiğim mutluluğu tarif edemem, ayy bir de yaşaran gözlerimi. Bu arada Cem’in resimlerini buradan görebilirsiniz ve Şebnem'in fotoğraf makinasından çıkan resimlerle hayatınıza renk katabilirsiniz http://www.sebnemozcan.com/

İşte böyle tatlı bir telaşla geçen günlerin ardından keyifli bir gün yaşadık tüm sevdiklerimizle.

9 Ekim 2009 Cuma

2 yaşına 1 kala

Neredeyse 1 ay olmuş yazmayalı, nasıl çabuk geçti zaman anlamadım, Cem'le zaman su gibi akıp geçiyor. Şu sıralarda da Cem'in doğumgünü telaşı aldı beni. Meripointimin doğumgününe katıldıktan sonra bu telaş baş gösterdi. Neler yaptığını görünce hayran kaldım, ben de Cem'ime kendi elimle birşeyler hazırlamak, süsler, yemekler yapmak istedim. Cumartesi bekleriz Cemtos doğumgününe.

Bayramdan bahsedeceğim, bayram tatilini 1 hafta Bodrum'da geçirdik,yani 3. Bodrum seferimizi gerçekleştirdik. Bu yaz toplamda 1,5 tatil yapmış olduk, benim hayatımda bir ilkti, tabii Cem'in de:)

Cem için bu bayram çok güzeldi, annesi babası dışında bu kez anneannesi, babaannesi, Arjen ve teyzesi ile birlikteydi. Öyle keyifli öyle eğlenceli oldu ki, bundan sonra ki bayramları da böyle geçirsek ne güzel olur. Herkes Cem'in etrafında pervane.

Hava çok sıcak değildi, deniz de öyle ama Cem girmek istedi, girerken suyun soğukluğuna o da inanamadı :)

Baktı ki su soğuk en iyisi kumdan kaleler yapmak dedi.


Babannesi ve Arjen hergün onu yan taraftaki otelin çocuk oyun alanına götürdü, oyuncaklara bindi, sulu boya yaptı, oyun oynadı.



Fatih'in naynayı ile dans etti, Sumru teyzesi ile Paşasını gezdirdi. Şimdi ne zaman Ajda'nın "Resim" şarkısını duysa dans etmeye başlıyor ve Fatih'in naynayı diyor :)


Böyle işte ailece pek keyifli bir bayram geçirdik, sonra kürkçü dükkanımıza döndük, sezonu kapattık.

Bu aralar bol bol resim yapıyor pastel boyaları ile, henüz evde sulu boya yaptırmaya cesaret edemedim doğrusu. Bir yandan da "İyi ki doğdun Ceem" diyip bulduğu mumları üfleyip doğumgününü bekliyor.

Dişlerini merak ediyorum kaç tane oldu, yenileri çıktı mı, çünkü Cem bebekliğinden beri diş çıkarırken hiç sorun yaşatmadı bize, çıktığını hiç anlamadık biz. Ağzını açtırmak istediğimde dişlerine bakmak için, açmıyordu takii bir oyun oynarken kahkahalarla gülerken kucağımda gördüm ağzının içini, bir sürü diş çıkarmış, koca adam olmuş.