13 Mart 2008 Perşembe

Geç kalınmış blog için birazcık eskiden bahis

Cem şu anda 5 aylık ama ben blog oluşturma işine geç dahil olduğum için hamileliğim ve doğumumla ilgili bir kaç satırla başlamak istedim.

Bebeğim olacağını öğrendiğimde hissettiklerim karma karışıktı. Sonsuz mutluluk, sevinç, heyecan, merak, korku. Hamilelik nasıl birşey, neler yaşanır, ne gibi değişikler yaşar anne adayı, nelere dikkat etmek lazım gibi konularda yaşananları dinledim çevremdekilerden. Ve anladım ki herkes farklı farklı değişimler gösteriyor. Herkesin tecrübesi başka çünkü herkesin bünyesi, kişiliği, olayları yaşayış şekli farklı.

Ama şunu söyleyebilirim ki "Rahat olmak" lazım. "Sakınan göze çöp batar" derler ya gerçekten doğru sakındıkça birşeyler oluyor. Endişeli, evhamlı olmamak hamilelik süresince pozitif düşünüp hamileliğin keyfini yaşamak lazım.

Cem bana çok rahat bulantısız, sıkıntısız bir hamilelik yaşattı. Belki de benim huzurlu ve mutlu olmam onun da öyle olmasını sağladı. Hiç zorlamadı beni pıtırım. Öyle çabuk geçti ki 9 ay, 36. hafta kontrolüm geldi ve doktorum doğum şekline karar vermem gerektiğini söylediğinde çook heyecanlandım. Evet artık karar vermeliydim, baştan beri normal doğum diyordum ama gerçekten istediğim bu muydu ??? Hayır değildi. Reha (namı diğer Cem'in babası) ile karar verdik sezaryen hem de epidural.

Doğum günü geldi çattı. Erkenden kalktım banyo yaptım, giyindim ve oğlumla ilk karşılaşma için gidip saçıma fön çektirdim, eve gelince makyajımı da yaptıktan sonra hazırdım.



Tüm sevdiklerimle hastanedeydik. Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim Anadolu Sağlık Merkezi'ni şiddetle öneririm. Ortam çok sıcak ve şık, hemşireler güleryüzlü ve her an hazırlar destek olmaya. Doktorum ise gerçekten mükemmel. Sevgili İbrahim Sözen'e sonsuz şükranlarımı sunmak isterim bu vesile ile, beni Cem'ime sağlıklı ve ameliyathanede açtığı müziklerle keyifle kavuşturduğu için. Evet hastanede sevdiklerimle birlikteydim ve biraz sonra ameliyathaneye doğru götürülürken kalbim yerinden çıkacaktı, ama ağlamadım beni asansöre bindirirken bana bakan heyecanlı yüzlere bakarken. Niye ağlayayım ki gülmem lazım hem de kahkahalarla bu mutlu bir olay dünyada insanın yaşayacağı en mutlu olay belki de.

Ameliyathane'de epidural takıldıktan sonra Reha ve Sevgili İbrahim Sözen girdiler içeri, müziği açın dedi İbrahim Bey. Reha bir elinde kamera oturdu başucuma, konuşup durduk doğum sırasında, düşünsenize bir yandan karnınız kat kat kesilirken (ki siz bunu hissediyorsunuz) bir yandan eşinizle sohbet ediyorsunuz, eee havadan sudan değil tabii. İyi misin, heyecanlı mısın, hissediyor musun diyor Reha bana bir yandan da kamera ile beni çekiyor sadece kafamı :) aşağı tarafı çekmesine izin yok bayılır mayılır alim allah :)

Kestiler kestiler daha sonrasında içerde birşeyler yaptılar onları anlamadım ama :) Ve yardımcı doktor ile İbrahim Bey var güçleriyle göğüsümün altına bastırdılar daha sonrasında içeri sokup ellerini kurtardı o daracık yerden Cem'imi İbrahim Bey. İçimin boşaldığını hissettim süper birşeydi. Ama esas süper olanı o sesti. Önce cılız gelen ama sonra şiddetlenen Pıtır'ımın sesi. Gösterdiler hemen bana kanlarla sıvanmış haldeyken. Allahım işte karşımda aylardır içimde büyüttüğüm insan. Yok o anın tarifi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder