6 Mayıs 2011 Cuma

Ankara Ankara güzel Ankara

Öncelikle belirtmek isterim ki yukarıdaki resimi Cem çekti, çok başarılı bulduk onun için koydum.
Hiç Ankara'yı görmeyen Cem ilk Ankara seyahatini yaptı. Amaç minik anneannesi ve dedesini görmeye gitti. Yolda neler yaşarız diye korktuk. Ama korktuğumuz gibi olmadı. Hiç huysuzluk yapmadı giderken de dönerken de. Kah uyudu, kah sohbet edip, kitap okudu.
Minik anneannesi ve dedesini çok özlemişti. Minik anneanne seni çok seviyorum diyip durdu, ona sarılması bile başka.
Cumartesi sabah yola çıktık öğlen Ankara'daydık. Biraz evde dinlenme ve sohbet ardından Selin ve benim çocukluk arkadaşlarımızla 20 sene ardından bir araya geldik. Allah'ım ne mutlu bir gündü. Hepsini öyle özlemiştik ki, Cem'de evde annennesi ve minik anneannesi ile kalmak yerine bizimle gelmeyi tercih etti. 3 saat masada bizimle oturdu, son dakikalara doğru cozutsa da tebrik ediyorum çok uslu oturdu. Ve bazen öyle komik şeyler yaptı ki hepimiz gülmekten öldük. Mesela arka masada oturan iki amcanın yanına gitti oturdu, erkek erkeğe olmak için :)
Pazar günü ise Selin'i ve beni annem ve anneannemin sık sık götürdüğü Kuğulu Park'a götürdük Cem'i, anılarımızı tazeledik. Benim oynadığım park'ta çocuğum oynadı :)
Sonra Ankara simidi aldık Cem'e ve biraz Tunalı Hilmi turu yaptık. Gençliğimin geçtiği yer, benim zamanımda Ankara'nın Bağdat caddesi idi, ama şimdi ... :(

Sonra eve dönüp toparlanıp yola çıktık tekrar. Sapanca'da köfte molası verdik. Anneanne diğer çocukların Cem'le toplarını paylaşmaması üzerine, hemen bir yerlerden top alması üzerine teyzesi ile futbol oynadı, yemek yedik yine yola düştük.
Ve saat 20:30'da evimize vardık, bu keyifli haftasonu da Cem'in ilk kez olay çıkarmadan saçını şampuanlatarak, yıkanması ile bitti.

Bu arada uzun zamandır dedesinden araba istiyordu, uzun zamadır istediğinden ve bir türlü alamadıklarından minik anneannesi, anneannesi ve teyzesi Cem'e akülü araba aldılar. Nasıl kullanır ki bunu bu bildiğin araba gibi derken, nadir bulunan yağmursuz bir günde okul çıkışı güç bela bahçeye indirdiğimiz arabasına bindi, direksiyon çevirme (yön) konusunda sorunu var ama idare eder bir şoför. Bu arada arabası "Toyota" imiş, ardından da reklam cıngılı'nı söylüyor.

2 Mayıs 2011 Pazartesi

Emredersin

Haftasonu ilk kez Ankara'ya gitti onu yazacaktım, ama uykum var ve izlemem gereken 2 Fringe. Ne var ki yaklaşık 1 saat önce babası ile aralarında geçen diyaloğu yazmadan geçemeyeceğim. Yatması gerekirken, kivi ve çilek istedi. Hazırladım koydum mutfak masasına, hadi çabuk ye ve gel ben yatakta bekliyorum dedim.


Gittim yatağına yattım, bekliyorum. Reha tam mutfağa girdiği esnada, Cem çoraplarını çıkartıp, "Çorapları içeri götür" dedi. Reha da " Emredersin !!!, babacığım içeri götürür müsün demek istiyorsun herhalde" dedi.

Sonra yattığım yerden anladığım kadarı ile Survivor izlemekten meyvelerini yiyemeyen Cem yesin diye Reha televizyonu kapattı.

Cem bağırdı "Sen kapattın, çabuk aç televizyonu"
Reha dedi ki : "Düşün bakalım ne dersen açarım"
Cem dedi ki: "Babacım emredersin televizyonu açar mısın"
Reha dedi ki (gülerek) : "Emredersin demene gerek yok Cem"
Ben içeride koptum gülmekten...