30 Nisan 2010 Cuma

Suggestion

Ben bunu çok beğendim, balkonum geniş olsa kesin uygulardım.

Önce markete gider biraz alışveriş yapar, kasa da paramı öder,  aldıklarımı torbaya koyar, torbaları alışveriş arabasına yerleştirir, alışveriş arabasını eve götürürdüm. Sonra tekerleklerini çıkarıp, bir de tutma kısmını söküyorsun, içine de istediğin renkte minder koydun mu ohh ne güzel, hem şık, hem farklı.

Eee evet bunun adı ne olurdu biliyorum, yürütmek, araklamak vs. vs.

İyi de bu arabalar satılıyor mu ???? Satılıyorsa ben bilmiyorum, neyse zaten bu dediğimi yapmayacağım çünkü küçücük balkonum varrrrrr.

Bir de buna bayıldım, ya bu nerede satılıyordur acaba ????

27 Nisan 2010 Salı

Colors

"Bana biraz renk ver" derken Sıla ve ben büyük bir mutlulukla dinlerken onu ama aslında ben de içimden bunu şu düzelmeyen havalara söylüyorum. Çünkü benim renge ihtiyacım var, renkte bana, güneşle geliyor. Kışın karalara bürünen ben, yazın çiçek açıyor her renge bürünüyorum, ama illaki güneş olmalı, bana renk vermeli. İçim kıpır kıpır olması içinde güneş olmalı, sanırım kışın ruhumda uyuyor.

Ikea'ya gittim geçenler de oraya renk gelmiş, içime de renk geldi hafiften. Bana da renk gelsin, evime de, her şeye de.




Hadi dinleyin madem bu kadar bahsettim Bana Biraz Renk Ver

Balıklar ve Atlar

Karmakarışık yazacağım bu kez. Fırsat bulamayıp yazamadım, şimdi de karışık anlatacağım o nedenle. Benim kuzu, yine hasta, bitmeyecek mi bu öksürük yeterrrr yeterrrrr. Öksürmekten uyuyamıyor çocuğum. Ayyy sen hasta olma, ben hasta oliim diyorum, yook sen olma ben olim hasta diyor bana :( Tamam o zaman şöyle yapalım öksürükler çabuk gidin diyelim gitsinler diyorum, tekrarlıyor :)


Shrek Cem'le, Nevra'lara gittik geçenler de bir akşam, çok özlemişti, evra'yı :) Ama ne var ki neredeyse her akşam iş çıkışı görmeye gelen, onunla oyunlar oynayan Nevra'ya hiç ilgi göstermedi, Ulaş'la oynadı onunla sohbet etti, onunla ilgilendi, fark ettim ki artık erkeklerle daha fazla iletişim kuruyor. Nevracım  ne yaptıysa olmadı Ulaş abisi onun yeni arkadaşı. Bu arada onları yan yana ayakta görmek çok komik oluyor Ulaş 1,98cm, Cem 98cm :) hehehe


Bu cüce artık evimizin alışverişini yapar oldu anneannesiyle, o seçmiş marketten alınacakları, bunu da alalım bunu da. Tabii neler çıktı torbadan ? çikolata, biskuvi, şeker, vs. :) Her an sağlıklı gıdalarla beslenmesini isteyen anneanne kıyamamış almış.


Bizde haftasonu yazlık giysi alışverişine çıktık, aldı mağazanın torbasını eline boyuna uygun askıdakileri alıp sepete koydu, bunu da alalım, bunu da :) komik ama kabus gibi, daha 2,5 yaşında nereden biliyor böyle şeyleri. Biz Cem'i alışveriş merkezlerine sokup gezdirmeyiz, doğduğundan beri sayılıdır girdiği.Bunu da alacakmış, onu da. Ayy şimdiden tüketim :(




Bir akşamda Cem'in arkadaşı Efe bize yemeğe geldi, önce biraz oyun oynadılar, sonra yemeklerini yediler, kadeh tokuşturup, sohbet ettiler. Sonra yine oyun oynadılar, öyle tatlılardı ki, bir de resimlerini net çekebilseymişim.




23 Nisan haftasonunu dolu dolu yaşadı Cem gezdi gördü, eğlendi. Cuma sabahı babaannesiyle birlikte Forum İstanbul'daki Turkazoo'ya gittik. Ben çok yorum yapmayayım, ama Cem çok keyif aldı, çok şaşırdı, önemli olanda onun mutlu olması. İşte bir sürü resim.














23 Nisan etkinliği devamı olarak teyzesi onu at binmeye götürdü ilk kez at binmesine rağmen hiç tedirgin olmamış, cesur olması çok hoşuma gidiyor doğrusu, belki de bende öyle olduğum için :) Orada da çok keyifliymiş, teyzesi her haftasonu Cem'i de götürecek at binmeye giderken, şimdiden öğrensin istiyor.








STAR DIVIDERS Pictures, Images and Photos

25 Nisan 2010 Pazar

Once

İzleyeli bir yıl oldu sanırım, nereden aklıma geldi bilmiyorum ama geldi işte, film gerçekten güzel, hemde İrlanda yapımı, ben ki film endüstrisinin Amerikanın elinde olduğuna inanan, ağırlıkla onların filmlerini izleyen birisi olarak bu filmi izlemeye çok sıcak bakmayıp zorla ekran karşısına geçmeye ikna edildiğimi itiraf etmeliyim.

Ama bayıldım, çok sevdim. Filmin konusu şöyle kısaca; İrlandalı grup The Frames’den Glen Hansard’ın başrole soyunduğu film, bir sokak müzisyeni ile bir Çek göçmenin yegane aşk hikayelerini anlatan şarkılarını yazarak, prova ederek ve kaydederek geçirdikleri olaylı bir haftayı anlatıyor. Çok yalın bir film ama filmin müzikleri şahane. Benim özellikle sözlerine ve müziğine bayıldığım 3 şarkı var ki paylaşmadan geçemeyeceğim. Ama filmi seyretmeden bu müzikler çok fazla bir şey ifade etmeyecektir bunu bilin, hadi filmi bulun ve izleyin.

22 Nisan 2010 Perşembe

She

Bir çocuk; ne kız kardeşi ne de erkek kardeşi olmuş, hep kardeş özlemi çekmiş. Olmamış, olamamış. Büyümüş, evlenmiş, ilk çocuğu olmuş çok mutluymuş ama kararlıymış aynı zamanda, onu da kendisi gibi tek çocuk bırakmayacakmış. 5 yıl boyunca köpek tüyünden kaynaklanan Toxoplasma enfeksiyonu nedeniyle 5 düşük yapmış, hatta bir tane 5 aylık erkek bebekmiş. Pes etmemiş, azimliymiş, ilk çocuğuna kardeş yapacakmış, onu yalnız bırakmayacakmış. Ve sonunda başarmış. Hande'nin Selin'i olmuş.

5 yaş fark kıskançlıklara neden olmuş ilk zamanlar, hatta Hande zavallı minik bebeğin minicik burnuna fındık sokmaya vardırmış olayı, ve daha neler neler, sonra bir dönem Hande Selin'i pataklar olmuş, daha sonra ki dönem Selin büyümüş akıllanmış, elinin armut toplamadığını fark etmiş böyle olunca birbirlerine girer olmuşlar :) Tabii ki her zaman değil ara sıra.

Ama sonra ikisi de olgunlaşıp büyüyünce aradaki 5 yaş fark kapanınca, özellikle kız kardeş olmanın ne güzel olduğunu fark etmişler. Hele ki aynı beden ölçülerine ( ben doğum yapıncaya dek ), ayak numaralarına sahip olmak :) aynı zevkleri paylaşmak :)

Biz birbirimizin ablasıyız, kardeşiyiz, arkadaşıyız, dert ortağıyız, herşeyiyiz. Beraber ağlar, beraber güleriz, bazen gıcık olur, bazen küseriz, bazen kimsenin söyleyemeyeceği en acı gerçekleri söyleriz.

Kendisi benim şu Alman devini deviren ünlü avukatım, benim küçük kardeşim işten çıkarıldığım gün benimle avukatım olarak şirkete geldiği gün insan kaynakları sorumlusu kız zorla buyrun nasıl yardımcı olabilirim diye bizimle muhattap olmaya ısrar etmek istediğinde Selin "Bakın ben sizinle muhattap olamam benim muhattabım siz değil HR direktörü ya da Genel Müdür, siz değilsiniz" dediğinde o gıcık kızın yüz hali ve benim küçük kardeşimin büyüdüğünü farketmem, kafamdaki karmaşa aynı zamana denk geldi :) Tabii davayı şıp diye bitirmesi de cabası, offf şaka yapıyorum. O, bu fasulyeden işle uğraşmadı bile, o neler yapıyor neler, benim kafam basmıyor bile.

Herkes bilir O, benim için hayatımdaki en önemli insan Cem'den önce öyleydi şimdi önce Cem sonra Selin :)
Niye mi yazdım bunları çünkü bu aralar bende Cem'i tek çocuk bırakacağım için üzülüyorum, çünkü ben hep anneme minnettarım bizi iki kardeş yaptığı için, beni yalnız bırakmadığı için. Bir de allah'a şükrediyorum bana Selin gibi harika bir kardeş verdiği için. Keşke benim de imkanım olsa bende Cem'e kardeş yapabilsem, şu an işe yeni girdim en az 1 sene imkansız sonrası hayırlısı.

19 Nisan 2010 Pazartesi

Lego

Çocukluğumdan beri legolara bayılırım, o zamanlar bu kadar çeşit yoktu Türkiye'de yurtdışına gidenlerden isterdi annemler.

Baktım bu Lego neymiş diye; Lego Danimarka merkezli bir grup şirketiymiş ve 1932 yılında kurulmuş, halen Kirk Kristiansen ailesine aitmiş. Bugün 130'dan fazla ülkede Lego tuğlaları çocuklara yaratıcılıklarını geliştirmede destek olur. Lego grup yaklaşık 8000 çalışanı ilen dünyanın 5. en büyük oyuncak üreticisidir.

Şimdilerde Cem'e kocamanlarından alıyoruz, arasıra onunkilerle oynuyorum, ama benim çocukluğumdan kalma küçük parçalar daha cazip geliyor doğrusu, resimlerini çekecektim elimde kalanların unuttum bir ara çeker bu yazıya eklerim.

Ama internette bu yaşıma uygun bulduğum etkili  lego şekilli materyallerin resimlerini paylaşacağım önce, resimler http://www.perpetualkid.com'dan/ alınmıştır, girip bakmak isterseniz diye.

15 Nisan 2010 Perşembe

Cem'e Sürpriz

Cemtos'un bu aralar Sünger Bob hayranlığından bahsetmiştim ya 2 önceki yazımda, ilk yorumu hiç tanımadığım birisi yazmış ve şöyle demişti :
Sonrasında mailler birbirini izlemişti, yorma kendini, yapma etme derken, hiç tanımadığı Cem Paşa'ya ve bana içinden gelerek yapmak istediğini söyledi, yaptı ama Kalite Kontrol Uzmanı Ela Hanım beğenmedi, Yasemin söktü yeniden başladı.




Çok üzüldüm kendini yoruyor diye bana yukarıdaki resmi gönderdi eee tamam işte daha ne olacak, yapma etme, eyleme derken yenisini yaptı, önce resmini gönderdi,


Dün de işten çıkmadan kendisi geldi Sünger Bob'un, dükkanlar'da satılanlardan bile güzeli, yemin ederim, laf olsun diye, Yasemin mutlu olsun diye değil, gerçek olduğu için söylüyorum, bizim Sünger Bob'umuzun uzun burnu, parmakları bile var.


Kargo getirir getirmez paketi açtım heyecanla, ayy bayılarak ofistekilere gösterdim, bakın taaa Denizli'den ne geldi, arkadaşım ne yapmış diye ve hemen resmini cektim cep telefonumla.


Eve gelir gelmez, kapıdan girer girmezde Cem'e verdim, çünkü Cem'e de sabah söylemiştim sana sürprizim var akşam iş dönüşü diye. Hemen sarıldı yine aceleyle telefonla çektim resmini, "beğendin mi" dedim, "beyendim" dedi, "arayalım teşekkür edelim mi Yasemin teyzene" dedim "ayayalım" dedi, "önce sen mi konuşursun, ben mi konuşayım" dedim, "ben konuşcam" dedi. Aradım Yasemin'i verdim telefonu Cem'in eline, "Yatemin tize tedettür edeyim" dedi, inanamadım, Yasemin Cemmm dedi, tüylerim didek diken oldu ağlasam Cem telefonu bırakıp "anne yooldu, anne yooldu, iye ağlıyosun" diycek, ağlamadım,ben arkadan tercüme ettim Cem'in teyzesine söylediklerini, sonra ilk kez biz konuştuk Yaseminciğimle, artık bir dostum daha var uzaklarda ama hep aklımda.



Linki zaten yan tarafta, girip bakın derim ben


14 Nisan 2010 Çarşamba

Work with Fabulous Colleagues

Annem, babam memurdu, istiyorlardı ki bende onların çalıştığı prestijli devlet dairesinde memur olayım, düzgün sabit bir maaşım olsun, sosyal imkanlarım olsun ama bu bana ters geliyordu o zamanlar, devlet memuru olma fikri, müdürünün önünde neredeyse saygıyla eğilme, emredin müdürüm demelere varan zihniyet. Hem ben öyle uzun seneler aynı yerde de çalışamazdım. Mezun olunca özel sektörde bir iş bulup birkaç sene orada, sonra oradan ayrılıp bir kaç sene başka bir yerde tecrübe kazanıp, en sonunda tam istediğim bir yerde kariyer sahibi olacaktım, ben kararımı vermiştim. Dinlemedim annemi babamı üniversiteyi bitirdim girdim özel sektörde Alman devi bir firmaya çalıştım tam 12 sene, hani ne oldu çalışacaktım bir kaç sene sonra ayrılıp geçecektim sonra başka yere, sonra yine başka yere koşacaktım kariyer peşinde. Olmadı olamadı, orada başladım alıştım ha bugün ha yarın derken günler geçti cesaret edemedim.

12 sene üstüne kişisel olmayan, organizasyonel bir takım sorunlar yüzünden işten çıkarıldım. 8 ay çocuğumla birlikte oldum, onun büyümesini, gelişimi izledim, destekledim. Onunla 2 ay tatil yaptım, hayatımda ilk kez 2 ay tatil yaptım :)

Yazı keyifle geçirdim, sonbahar'da biraz kasvet çöktü, biraz husursuzluk hissi kapladı, bu kadar evde oturmak yetmeye başladı, Cem'in doğumgünü hazırlıkları dedim, geldi geçti, yılbaşı heyecanı dedim, geldi geçti. Eeeee ya sonra? derken, başvuru yaptığım bir yer beni görüşmeye çağırıp hemen başlamamı istedi.

Ve tekrar çalışma zamanı geldi.......

Önce bir korku kapladı içimi, düşünsenize 12 sene bir yerde çalışmışsınız, hep aynı yerde aynı insanlarla. şimdi başka yer başka insanlar.

Ama nasıl oldu biliyor musunuz. Sanki 12 senedir burada çalışıyormuşum gibi hissettim. Öyle candan, öyle güzel güzel, öyle iyi bir ekiple çalışıyorum ki, her biri birbirinden özel insanlar. Ama biri var ki o benim için başka ona hem saygı duyuyor hemde çok seviyorum, daha 2 ayda bile bana çok şey kattı bile. Bu iş beni, ben işi durduk yere bulmadım bir amacı var biliyorum :)

Sabah olsunda bir an önce işe gideyim istiyorum, keyifle geliyorum, ben bunu 12 senede yaşamadım. Sonuçta evden çok zaman geçirdiğimiz yer iş yerimiz burada ki huzur evdeki huzur kadar önemli. Sonunda bunu yakaladım, bırakmayacağımmm.

Bu arada; O firma (işten çıkaran Alman devi) bana işten çıkarırken 2 maaş teklif etti istifa imzalamam için. Ben kabul etmedim. Çünkü istifa demek dava açamamak demekti. Ama benim kardeşim avukat, niye açmayayım ki. İstemem canım dedim onlara. Sonra dava açtık 3 duruşmayla sonuçlandı. 4 net + 4 brüt maaş alıp, bende onlara böyle yaptım :)

Hayvan sevmeyen, insan sever mi ?

Sever tabii ki niye sevmesin diyorsunuz, ama ben öyle demiyorum, yargılamayın beni, gördüğüm insanlar hep öyleydi ben ne yapayım.Cem'imin de şimdiden hayvansever olması beni çok sevindiriyor, tabii ki OLEY hayvan sevdiğine göre insan sevecek demiyorum :) Ama hayvan sevmesi de sevgi dolu olmasının bir işareti gibi geliyor bana.


Konuyu şuraya bağlayacağım :) Haftasonu Paşa'sına kavuştu önce biraz korktu, sonra alıştı, çünkü yazın ona suyunu mamasını, o verir, hatta Sumru teyzsesiyle o gezdirirdi.






Evet bu haftasonu Fatih amcasına, Sumru teyzesine ve Paşa'sına kavuşturduk en nihayetinde Cem'i. Ha bu gün, ha yarın derken, aksırık, tıksırık derken olmadı, ama sonunda oldu.






Fatih amcası 7 aydır görmediği Cem'in neredeyse 1-2 yaş büyüyüp olgunlaştığını söylediğinde çok mutlu oldum, bir önceki günde 2,5 yaş kontrolüne gittiğimizde doktoru benzer şeyler söylemişti, akıllı ve mantıklı bir çocuk olduğunu belirtmişti.



Peki bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi, tabii ki bu küçük adam bizi çıldırtıyor, kendi çıldırıyor, dediğim dedik, çaldığım düdük oluyor, terrible 2'yu en şiddetlisinden yaşıyor ama diğer taraftanda kuralları bilir ve mümkün olduğunca uygular, kardeşim Nazi Kampında mı bu çocuk ne bu böyle diyor ama ben kuralları bilmesi gerektiğini düşünüyorum, sonuçta yaşamın her aşamasında kurallarla karşılaşıyor ve uymak zorunda kalıyoruz. Ama doğrusu bu kadar erken başlamakla doğru mu yanlış mı yapıyorum bilmiyorum. Cem paketi olan ne yerse yesin, nerede olursa olsun çöpe atar, burnu akar, mendil ister, burnunu siler mendili çöpe atar, Eve girer girmez, ayakabısını ve montunu çıkarır, tuvaleti kullandıktan sonra mutlaka sifonu çeker.
STAR DIVIDERS Pictures, Images and Photos

12 Nisan 2010 Pazartesi

Artık benim de bir sayfam var

Evet artık benimde duygu , düşünce, anı, neyse işte canım ne isterse yazacağım bir sayfam var, burada yazamıyordum burası Cem'e özel, benim de vardı ama template'ini beğenmiyordum istediğim gibi buldum Cem'in ki gibi değişmemek üzere olduğu için artık duyurup açılışını yapabilirim dedim. Sağ taraftaki "G" sizi benim sayfama götürecek
STAR DIVIDERS Pictures, Images and Photos