26 Ocak 2009 Pazartesi

Bir İleri Bir Geri

Haftasonu babaannesine gittik toparlanıp, onu alalım, bunu alalım derken doldu yine araba, ama oyuncak almayı unutmuşuz ne yazık ki, neyse ki Cem'in oynamadığı bir kaç oyuncağını daha önceden oraya götürdüğümüzden oyuncaksız kalmadı, zürafasına bindi, yürümeye teşvik eden arabaasını itip durdu, ama zaten oyuncaklardansa evdeki eşyalar, tencere, tava, şişe vs. daha çok ilgisini çektiğinden oyuncak bulmak kolay. Babaannesi bisiklet almış, hani şu arkadan itilenlerden, ona bindi apartman boşluğu oldukça geniş orada bir o yana bir bu yana gidip durdu, tabii tek başına değil, çünkü henüz tombik ayakları pedallara yetişememiyor :)


Resim çekmeden duramıyor babaannesi, sürekli çekiyor çekmesine de bizimle pek paylaşmıyor, nitekim Reha bir bakim neler var dedi, açtı baktı Cem'in onlar tarafından çekilen resimlerinin bulunduğu klasörü. Aman allahım neler var neler bizde olmayan. Durum böyle olunca yine geriye gideceğim :)

Alttaki resim hani şu lohusalık denen zamandan, evde tek başıma 3 ay Cem'le başbaşa kalıp o yeni annelerin el bebek gül bebek bakıldıkları zamanı valla ben pek yaşayamadım, neyse ki bir adet resim varmış öyleymişim gibi :)

Bu da yine aynı gün çekilmiş, bir heves koymuşum yatağına, ama sanki oyuncak bebek yatıyormuş gibi :)

Ne kadar çabuk geçiyor zaman hatırlamıyorum bile bu minik, el kadar hallerini, ne kadar korku dolu gözlerle bakıyor etrafına, eee haliyle 7 günlük bu resimde, anne karnındaki konforlu yaşamından sonra hala adapte olamamış bu dünyaya :)

Nadir rastlanan SenBenCem resmi, denk gelmiyor böyle bir arada resim çektirmek, tulumlardan bıkmış, küçük adam giysileri giydirmeye hevesli olduğum günlerden, 2 ay 10 günlük bu resimde.

Bu resimde Reha'nın hevesle ne alalım bebeğe diyen arkadaşlarına aldırdığı hepi topu 3-4 kez kullandığı adını tam bilmediğim ama sanırım kanguru diye anılan aparatla gezerken, Reha pek mutlu ama Cem'in ne kadar rahat o bilinmez :)

Daha da bir sürü görmediğimiz resim var ama içlerinden bir kaçını seçtim hiç paylaşmadığım. Bebeklerdeki bu değişim inanılması çok üç bir durum, bakıp bakıp bu Cem o Cem mi diyorum ?

23 Ocak 2009 Cuma

Yemek yeme adabı

Okuduğum yazılarda 15 aylık bebeklerin artık kendi kendilerini beslemeye, çatak, kaşık kullanmaya hevesli olduklarını yazıyor olmasından etkilenen ben, geçenlerde hadi bakalım yesin kendi kendine diyerek önüne koyduğum bir kase yemek ve kaşıkla neler yaptığını görünce allahım neydi günahım dedim. Niye mi ???





Temizlemesi ( Cem'i ve mutfağı ) bana kaldığından...

Not: İkinci resimde saçına, son resimde yemekli parmağını kulağına soktuğuna dikkat çekmek isterim, ıyyyy

20 Ocak 2009 Salı

Hırıl Hırıl ...

Yazasım yok bu aralar, içimden gelmiyor nedendir bilinmez, üşeniyorum sanırım, bir yanım kapat şu sayfayı diyor, yaz bir deftere ne yazacaksan ileri de Cem onu okusun, kime ne senin yaşadıklarından, Cemtos'un dan diyor, diğer tarafım ise yok yok keyifle başladığın işe keyifle devam et, içinden geldikçe yaz, kimse okumuyormuşçasına diyor. Offf ben niye ikizler burcuyum yaaa :( . Yok yok, yola devam...

Geçen Çarşamba öksürmeye başlayan Cemavar, perşembe her nefes alışında göğsünden gelen yoğun hırıltılarla bizi endişelendirdi, hemen doktora koştuk, nefes darlığı, bronşlar fena dedi, 2 kez buhar makinasına bağladılar küçük adamı, 15.dk'lik 2 seans halinde buhar verildi ağzına aleti ilk taktıklarında, cıyak cıyak 15 dk.'ya yakın ağladı, en sonunda ağlamaktan baygın düştü, 20 dk moladan sonra ikinci 15 dk. başladığında yatakta yatıyor, alet ağzında efendi efendi sürenin dolmasını bekliyordu, hatta bir eliyle de buhar makinasını tutuyordu kaçmasın diye :)

Bugün Salı Cem hala hırıltılarla dolu ama ilk günkü gibi değil, şuruplarla hırıltı giderme çalışmalarımız devam ediyor.

6 Ocak 2009 Salı

Yepyenilikler

Yılbaşı resimleri yine Selin'deydi yine geç ulaştı, durum böyle olunca yazı da yazmadım. Yılbaşı günü çalışınca eve git hazırlan alel acele gittik Aslı ablaya, kararsızdım bu yılbaşı, evde oturmayı arzu ediyordum SenBenCem şeklinde. Ama yemek yapmaya üşendiğimden ve birlikteliğin daha güzel olacağını düşündüğümden son anda gidelim dedik. Geçen yılbaşında evdeydik Cem 3 aylıktı kuzu kuzu yattığından ve bende doğum iznimde olduğumdan hazırlanmak kolaydı, ama şimdi etrafta koşan 1 sn. yalnız bırakılmaya gelmeyen Cem'le hazırlık yapmak imkansızdı.


Gittik yedik içtik eğlendik, 12'de bahçeye çıkıp şampanyamızı patlattık, avaz avaz bağırdık "Güzel bir yıl ol 2009" diye. Cem 23:30'a dek dayanabildi, 12'de o uyuyordu bize eşlik edemedi. Ama o saate dek yeterince yordu hem bizi hem kendini. Aşağıda 2009'a giriş resimleri var. Eğlenen komik teyze ve sarılmak için adam arayan baba resimleri.



Cem Bey akşamları ben yemek hazırlarken ayak altında gezmesin, mutfak çekmecelerini döküp saçmasın diye mama sandalyesinde buluyor kendini, bir yandan iş yapıp bir yandan onu eğlendirmeye çalışan bizler, gittikçe bize benzediğini farkettik bu Cemtos'un. Nasıl biz onun karşısında şaklabanlıklar yapıyorsak, artık o da başladı komiklikler yapmaya, şımarmaya, bizi eğlendirmeye.

Geçenlerde anneannesine gittiğimiz yağmurlu bir günde teras'ın penceresinden dışarı bakarken inat etti dışarı çıkacağım diye, annem ıslanırsın bak yağmur yağıyor diyorum, ama yağmur nedir bilmiyor ki, madem öyle dedik giydirdik ve attık terasa küçük adamı. Şaşırdı ne olduğunu anlamadı, sonraaaa yüzünü yağmurun yönüne çevirip kollarını açıp kapattı gözlerini hissetmek için yağmuru.


Bıdık sonunda teyze demeyi öğrendi, teyze oldu mest, tize diyor, babadan anneden sonra tize demeyi öğrendi. Akşam gelip sarılıyor bacaklarıma anni diye, ayyy yiycem galiba. Bir de karga karga gak dediyi söylüyor ki ölüyoruz gülmekten karga demek "agıkkı" demek agıkkı agıkkı gak :). Kapı çalıyor İbrahim amcası çöpleri almaya geliyor, "aç" diyor, kapıyı açayım ki İbrahim amcasıyla oynasın.

Şu aydede'ye de bi selam söylemek istiyorum, daral geldi senden aydede, gökyüzünde seni görmediğimiz zamanlar bile Cem sana takmış durumda, pencereye gidip gökyüzüne sana el sallayıp "aydide" diyor haberin ola.